4 Eylül 2012 Salı

aman gitmesin.

Kim kandırabildi beni benim kadar? Kim acıtabildi canımı seçimlerimden daha fazla? Kim her seferinde en yanlış ruhu sevmeme sebep olabilmiş kendimden başka? Neden kadere isyan edeyim? Neden kızıp atayım anılarımı bir çırpıda? Ben değil miydim aşık olup dünyayı artık yerinde sanmayan? Aşkın gerçeği ile benim gerçeğim aynı olmayabilir. Belki de aşk ve ben birizdir de, elin adamının fikri bizimle aynı değildir. Olamaz mı? Olur, oldu da işte! Üstelik kaç kere…. Gördüğü bir çift göze kanan ben değil miyim? Ben değil miyim her bakışı yanlış anlayan? Ben değil miyim sevdayı olmayan gönüllerde arayan? Her ağlayan gözde, her isyan eden dilde, yanlış yapılmış bir seçimin sonucu saklı değil mi? Kandıramaz seni kimse, gönlün kanmaya meyilli değilse… Mutlak kanmak istemiyorsan, iyi bakacaksın o gözlere, bekleyip sabredeceksin bir süre. Aman gitmesin, aman bitmesin, aman sevsin diye koşarsan peşinde, alacağın kesindir mendilini eline. Ayrıca ayrılık da aşkın şanından değil midir? 

27 Ağustos 2012 Pazartesi

özledim Seni , Hayatta Hiç Bir Şeyi İstemedim Senin Kadar şiiri
en güzel özlem şiirleri
romantik özlem şiirleri
sevgiliye özlem
sevgiliye özlem şiirleri

Özledim Seni!!!


Hayatta hiçbir şeyi istemedim senin kadar,
hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar


Özledim seni


Ve bu özlem ne benim, ne senin, ne de herhangi bir şeyin engelleyebileceği sıradan bir şey değil! İçim acıyor, bana seni hatırlatan şarkılarda gözlerim doluyor, ve daha da kötüsü dinlediğim tüm şarkılar bana seni hatırlatıyor!!


Bu günlerde daha çok anar, andıkça daha çok kanar oldum mutlu günlerimizi Birer birer aklımdan geçiyor `sen`li güzel günlerim Onlardan kaçabilmek için uykulara sığındıkça rüyalarıma geliyorsun


Her gece benimlesin Hiç uyanmak istemediğim, uyandığımda burukluğunu içimin en derininde hissettiğim rüyalarım oluyorsun benim


Hiç kaçış yok mu senden? Hiçbir kurtuluşum yok mu? Gündüzleri ve uyanık olduğum geceleri geçtim, hiç değilse uykumda sensiz geçirebileceğim tek bir an yok mu? Yok işte!


Özledim seni

Hem öyle bir özlem ki bu seferki, canımın senden arta kalan yarısını sızım sızım sızlatıyor Öyle bir sızı ki; anlatmaya tüm cümlelerim yetersiz kalıyor Koşsam diyorum senin olduğun yerlere Sadece birkaç adım kadar yakınımda olmana rağmen sana gelememek her zamankinden daha da çok canımı acıtıyor!!


Gelsem oysa, hiçkimseye hatta sana bile aldırmadan, aramızdaki tüm engellere ve hatta sana rağmen gelsem her neredeysen Yalvarsam seni hiç değilse uzaktan görebilmek için Bu da mı imkansız dersin?


Sen gözümün göremediği, elimin dokunamadığı, sesimin duyulamadığı o yerlerdesin ya; gözlerim hep dolu dolu Ha aktı ha akacak gözyaşlarım; öylece dolaşıyorum Ne halde, ne yapıyor diye düşünmediğim, düşündükçe kendimi bitirmediğim tek bir an bile yok daha da uzağıma düştüğün o günden beri


Özledim seni



Ah, o ulaşamamak duygusu yok mu; o içimi her şeyden çok yakıyor! Hasretinin başıma vurduğu anlarda sokaklarda sana dair bir iz görememek inana senden ayrı olmaktan daha da çok koyuyor! Hiç değilse eskiden bir ümidim vardı bir kapının ardında ya da bir köşe başında rastlarım sana diye Şimdi o da yok


Anlayamazsın bunu Çünkü biliyorum hayatta hiç kimseyi özlemedin benim seni özlediğim kadar
Ve hayatta hiçbir şeyin az olmadı bana kalan `sen`im kadar

Alıntıdır net

12 Temmuz 2012 Perşembe

- Sevgiliye..


Gözlerinin gözlerime deydiği o ilk anda çatırdattın yüreğimin aynasını. Yüreğimin sevmekle görevlendirilmiş en hassas noktasına dokundun seni gördüğüm gün. Ruhuma beni seveceksin diye emir veren kıdemli asker gibiydi güzel gözlerin. Kirpiklerinin her bir teli, beni göz hapsine aldığında nöbet tuttular kaçmamam için. Oysa yeryüzünün en mutlu esiriydi o an gözlerinin esiri olan gözlerim. İşte o günden beri sen ve ben yokuz, biz varız, deli dolu sevgimiz, unutulması güç anılarımız var. Şimdi senin sesinden defalarca dinlediğim şiirin dizeleri çınlıyor kulaklarımda. Sevgileri yarınlara bıraktınız? Biz bırakmadık, bitmeyen işler yüzünden yanlış tanımadık birbirimizi. Doğan her yeni gün bizim için el değmemiş yepyeni bir tuval oldu. Her defasında farklı bir şekilde birbirine karıştırdık ruhumuzun renklerini. Bir fırça darbesi senden, sonraki benden. Bendeki kırmızı sende ki beyazla, ikimizin pembesiyle hatta bize ait olmayan siyahla harmanlandı çok zaman. Ne çıktıysa ortaya ikimizin eseriydi. Mutluluk, hüzün, tutku, özlem, sevgi, aşk tabloları çizdik beraber.
Düşünüyorum da ; ne çok şey yaşadık seninle ve ne çok güzel şeyi sığdırabilmeyi başardık geçen zamana. Şimdi sana ait ne varsa aşkı çağrıştırıyor bende. Senin kokun beraberinde aşkı getiriyor uzaklardan. Her sözünde bir aşk hikayesi saklı haberin yok. Gözlerin! Gözlerin ölümsüz aşk şarkılarına ilham verecek güzellikte. Bundan olmalı ki; uzun zaman aralıklarında düşünüyorum seni. Bir şeylerin ertelenmiş halisin sen. Tüm sıkıntılarıma mola verdiren dakikalarda saklı senin hayalin. Ne zaman aklıma gelsen aydınlanıyor karanlıklarım. Umutsuzluklarımı, korkularımı, mutsuzluklarımı göz ardı edip, seni düşünüyorum büyük bir haz duyarak. Henüz kendime dahi izah edemediğim bir duygu bu. Adını koymayı başaramadığım, daha önce yaşanmamış türden duyguların başkahramanı oldun sen. O, zırhlara bürünmüş, kabuğunun çatlamasından korkan adamı yok etti geçen zaman. Zırhlarını eritti aşkın ateşi, şimdi kırılan kabuğun altında yatan seni yaşıyorum günbegün. Nasıl sıcaksın, nasıl sevgi dolu, ne kadar şefkatli ve ne çok sevilmeye değer. İşte bu yüzden beni sana getiren adımlar birbirleriyle yarışıyor çoğu zaman. Sırt çantama ikimize de yetecek kadar umut, mutluluk ve tebessümü sığdırarak geliyorum yanına. Ve sen yalnızlığımın üstünü örten sıcacık bir sevgi oluveriyorsun içimde. Bana dost oluyorsun, bana yoldaş, bana sırdaş oluyorsun, bana yar, bana yar oluyorsun daha ilk günden beri.
Şimdi sen yanı başımda şarkılar söylüyorsun, gitarının telleri ağlıyor, ve ben yazıyorum. Sana ve seni yazıyorum bu gece, dinle sevgilim dinle?
Bastırılmış duyguların, eğitilmemiş ruhların, sindirilmiş yüreklerin harcı değildir aşk.
Sınırları önceden belirlenmiş sevdalara örnek olalım diye zorladım sınırları. Tel örgüleri aştı, mayınlarla çarpıştı yüreğim seni sınırsız sevebilmek için. Sende kendimi buldum ben. Bendeki seni sevdim delice. Şimdi ikiniz beraber büyüyorsunuz, bir sen birde sevda.
Bak; her şeyden geçtim, cevabını bilmediğim sorulara yanıt aramıyorum artık. Nereye varacağımızı bilmesem de huzurla aynı yolda yürüyorum seninle. Dünü boş verdim, yarınlar önemini çoktan yitirdi yanında olduğum bu günü yaşarken. Belki sonu olmayanım belki de sonsuza kadarımsın kim bilir? ? Seni Seviyorum?

27 Haziran 2012 Çarşamba

Alışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor.



Alıştım sana bir tanem
Alıştım her gün görmeye
Bir nefes gibi muhtacım
Sevilmeye sevmeye
Her sabah uyandığımda
Seni buldum yanımda
Yokluğun bir zehir gibi
Dolaşıyor kanımda

Alışmak sevmekten
Daha zor geliyor
Alışmak bir yara
Bağrımda kanıyor
Sen yoksun kollarım
Boşluğu sarıyor
Alıştım bir tanem alıştım sana

Alıştım sana bir tanem
Yokluğuna dayanamam
İnan sensiz kaderimle
Tek başıma savaşamam
Ben seninle varolmuşum
Benim seninle bir sarhoşum
Sen yanımda olmayınca
Gayesizim bomboşum

Alışmak sevmekten
Daha zor geliyor
Alışmak bir yara
Bağrımda kanıyor
Sen yoksun kollarım
Boşluğu sarıyor
Alıştım bir tanem alıştım sana

22 Haziran 2012 Cuma

Kimseyi aldatmadım
Hiç bir zaman yalan söylemedim
Kendim dışında kimseyi kandırmadım
Sonunda ben yine yanlız kaldım 

Ne doğruluğum yaradı işime
Ne sevdiğim sevdi beni bi kere
Hep inandım en saf halimle
Sonunda ben yine yanlız kaldım

25 Nisan 2012 Çarşamba

unutmadınmı....

bir mektup yazıyorum sana
nasıl başladığı önemli değil
nasıl biteceği de
aldım kalemi elime
yazmaya başladım nereye gideceğini bilmeden
aklımda yine o karmaşık düşünceler,
umutsuz aşkım ve sen...

gecenin karanlığına daldıkça hatırlıyorum seni
rüzgarın uğultusuyla beraber
sesin geliyor kulaklarıma
yanımda olmasan bile odam sen kokuyor
şiirler yazıyorum sana
aşkımı anlatıyorum mısralarda
yüreğimde hapsolacağına diyorum
bırakayım da kağıt üzerinde
bir kalemin gölgesinde özgür olsun duygularım

sen 'unutmadın mı?' diye soracaksın bana
'unutmadın mı hala beni?'
sen unutabiliyor musun yaşamayı,
unutabiliyor musun acılarını,
unutabiliyor musun hayatının en güzel anlarını?
söz veriyorum
sen unuttuğunda
ben de seni hatırlamayacağım
bir daha anmayacağım adını

keşke ben de senin gibi 'unuttum bile!' diyebilsem
ya da gülüp eğlenebilsem şu mahvolmuş halimle
ağlayabilsem gözlerim kuruyuncaya kadar
hiç olmazsa bir an seni düşünmeden durabilsem
senin benim için her zaman yaptığın gibi
ama beceremiyorum
yoksa sadece ben mi bulamıyorum unutmanın yollarını?

ilk aşkların bu kadar acı
bu kadar vefasız olduğunu bilmezdim sana aşık oluncaya kadar
biliyorum sen de yaşamışsındır bu duyguları
kalbinin yerinden söküldüğünü hissetmek nasıl bir şeydir sence
ya şakağına dayalı bir tabancadan çıkan soğuk bir merminin
bütün hayallerini
bütün duygularını idam etmesi?
sadece aşık olmak nasıl bir şeydir?
apansız ve nereden geldiği belli olmayan
serseri bir aşk neye benzer?
biliyor musun aslında hepsi
aynı acıyı yaşatır insana
belki aşık olmak daha da acıdır, kim bilir?

işte ben her gece böyle dalıyorum kör uykularıma
kimi zaman soğuk bir tabancayı ateşliyorum beynimi parçalarcasına
kimi zaman kör bir neşterle kalbimi yerinden söküyorum
kimi zamansa aşkın yetiyor bana acı çekmek için
alıyorum resmini elime
ve ağlıyorum ne yapacağımı bilmeden

artık şiir yazmayacağım
belki senin için yazılacak bir şeyler kalmadı yüreğimde
belki de umutsuz aşkım öksüz kaldığı için içimden gelmiyor yazmak
artık şiir yazmayacağım
belki de sadece seni unutana kadar almayacağım kalemi elime
olur da seni unutamazsam
bir kaç dize dökülürse kalemimden
bil ki savaşacak gücüm kalmamıştır anılarla
bil ki sensizlik galip gelmiştir
ama biliyorum
zamanla her şey unutulur
anılar bile unutulur
sen bile unutulursun
ilk aşklar bile unutulur
kalbini sonsuza kadar kaybetmek pahasına

24 Nisan 2012 Salı

gidemez.....

Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma...
Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma......
Görmen gerekiyorsa birini git yanına...
Okşaman gereken biryürek varsa esirgeme elini...
Hayat çok zalim...
An gelir...
Elini...gözünü... yolunu... yüreğini alır senden...
O zaman istesende......
Dokunamaz......
Göremez...
Gidemez...
Söyleyemez olursun..
Can Yücel

23 Şubat 2012 Perşembe

BU NUMARALARA DİKKAT !!!!!!


Bu numaralara dikkat!


Bu numaralara dikkat!

Emniyet Genel Müdürlüğü, +393’le başlayan telefon numaralarının dolandırıcılık amacıyla kullanıldığını konusunda uyarıda bulundu.

Güncelleme:22 Şubat 2012 21:40
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, “+393 ile başlayan numaralarla arayarak dolandırıcılık yapmaya çalışanlar taktik değiştirdi. Bu numarayla telefon numaralarına cevapsız çağrı bırakan kişi ya da kişiler merak uyandırarak kendilerinin aranmasını sağlamakta. Özellikle +393 ile başlayan telefon numaralarını aramayınız.
 
Aradığınızda ücretler faturanıza dakikası 50 dolar, yani 90 TL civarında yansıyabilmektedir” denildi.
 
Emniyet Genel Müdürlüğü ayrıca örnek numaraları da şu şekilde açıkladı: “+393-1057384, +393-193260006, +393-193260016, +393-193260024, +393-193260030, +393-193260039.”

20 Ocak 2012 Cuma

sustum......

Taş olup sustum
Ruhum adını çağırdı
Son saati vuruyordum, ömürde son zamanı
Kış olup dondum, kalbim yine ALEV aldı
Ben ölümü soruyordum, önümde aşk uzandı

İnsafa gel al yanına, yaşıyorsam aşk sebebim
Durmadın yürüdün kanıma dön gel affettim
Yüreğim ağır ağrısına dayanırsam aşk sebebim
Ödedim düşeni payıma dön gel affettim

Savrulup kaldın nerde bulamam izini
Yokluğundan usandım ne olur duyur sesini

Bi dilek tuttum yıldızların ışığında
Sen diye diye avundum gel benim rüyalarıma

17 Ocak 2012 Salı

demekki....

Demedim Ki
Bu kenti sevdim dedim
Benim olsun demedim ki

Sevdim dedimse akşam kızıllığını
Gönlüm gibi akıp giden şu çayı
Şu ormanı şu denizi şu dağı
Benim olsun demedim ki

Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine
Yürek çizen şimşeklerse kaçamak bakışları
İşte buna sevmek derler dedimse

Çattımsa acıların en güzeline
Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa
Benim olsun demedim ki

Bu akşam kankırmızı şarap istiyor canım
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
Bu akşam beni yalnız bırakın
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
Onu ve kendimi yalnızca.........

11 Ocak 2012 Çarşamba

Pişmanlıkları Karanlığa Yolladım..

İçinde kim bilir neler, kimler gitti, hiç dönüp bakmadım. Dilimden zaman zaman düşse de, hayatımdan ve alışkanlıklarımdan pişmanlığı çıkardım. Bazı keşkeleri ise, içlerindeki niyete bakarak cebime koydum. Keşke dediğim her şeyin ardına bir iyi niyetli "ama" buldum, bulamadıysam keşkemin içine umut koydum. “Keşke gökyüzünden bir melek inse ve elindeki sihirli değnekle dünyadaki savaşlara son verse..” gibi sıradan ve gerçekleşme ihtimali olmayan hayallere ancak yakıştırdım keşkeleri…Keşke seni sevmeseydim demedim mesela çünkü dibini bulamadım. O keşke, başka bir keşkeye gitti. Sonra o, bir başkasına ve ömrümün tamamını keşkelerle bezediğimi fark ettim. Sonu yok pişmanlıkların ama daha önce düşünülmesi gereken; çözümü yok! O zaman, o şartlarda, o akılla, o bakış açısıyla, o yaşta, o bilgiyle, öyle oldu! Ne yapalım? Hiçbir şey! Sadece cebimize dersimizi koyalım. Pişmanlık duyacağın şeyleri yapmamak en iyi seçenek olmakla birlikte; pişmanlıklarını tecrübelere dönüştürecek kadar erdemli olmak da ayrı bir hüner değil midir? Hangi kul, bir başkasına veya en kötü ihtimalle kendine karşı hata yapmadan bir ömrü tamamlayabilmiştir? Hiç kimse! O zaman yanlışlar bizler için, hata yapma hakkımız da var, bedelini ödeme zorunluluğumuz da… Ama değerli olan, aynı hatayı tekrar etmeden büyüyebilmektir. İşte ben bunu kendime düstur edindim. Bir hata yaptığımda önce kendimden özür diledim ve aynı hataya bir daha düşmedim. Yaptığım için de pişman olmamayı öğrendim. Eğer böyle olmasaydı, kim bilir ben seni kaç defa daha severdim?