26 Ağustos 2011 Cuma

GÜZELLİĞİN ON PARA ETMEZMİŞ..

Güzel sözü, sözlük anlamıyla, “ göze, fikir ve duyguya hoş gelen veya haz, hayranlık, heyecan uyandıran” demektir.
Güzellik göreceli bir kavramdır. Kişiye göre değişir. Aşk Veysel:
“Güzelliğin on para etmez / Bu bendeki aşk olmasa.”dizeleriyle bunu ne güzel anlatmıştır. Güzellik gönüle göre değişir. Göz nasıl görmek isterse öyle görür. Yine Aşık Veysel:
“Güzel ne güzel olmuşsun /Görülmeyi görülmeyi. “ diye sevileni över.
Güzelin bir anlamı da, soyluluk ve ahlâki üstünlük düşüncesi uyandıran demektir. Pek iyi, doğru, görgü kurallarına uygun olan… Hoşa giden, beğenilen, iyi ve doğru biçimde olan… Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı sözler… Beklenene uygun düşen, başarı düşüncesi uyandıran güzel duygular, güzel hareketler… Olağan bir durumda, sıkıntıya düşmeden bir şeyin olması…
Güzellik estetik bir zevktir, coşkudur, hoşlanma duygusudur…
Bizim millet olarak güzellik anlayışımız çok gelişmiştir, sanat tarihimize bakarsak, bütün o eşsiz eserleri atalarımızın nasıl yarattığına hayran olmamak elde değildir…
Halkımız, “Gönlü yüce Türk” diye isimlendirilir bilenler tarafından…
Güzel sanatlarda ileriyiz… Güzelliği hep ilk sırada tutarız… Destanlarımızda kızlar, oğlanlar güzeldir. Duygular, düşünceler güzeldir…
Masallarımızda masal kahramanlarımız güzeldir…
Tarihte yer alan büyük kahramanlarımızın hepsi güzeldir, güzel hareketleri ile tarihe geçmişlerdir…
Onlardan en büyüğü ise, Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Şimdi, bu kadar güzel duyguyu dile, sese, söze getirmiş, anıtlaştırmış, tarihe yön vermiş, güzel insanlar yetiştirmiş, insanlığa insanlık öğretmiş bu yüce millet bu durumlara düşürülmeye lâyık mıydı diye sorsam ne cevap verirdiniz?

25 Ağustos 2011 Perşembe

CEP TELEFONUNUZ SUYA DÜŞERSE..


Suya düşen cep telefonları ilginç yöntemlerle kurtarılabiliyor.
Islanan telefonların içindeki su, havayla çok fazla temas etmeden hızlı bir şekilde temizlenebilirse cihazın yeniden çalışması mümkün olabiliyor.

CİHAZLA PİL AYRILMALI

Üretici firmaların, garanti kapsamına almadığı ıslanma durumlarında kullanıcının ilk olarak, cihaz fişe takılıysa kısa devre yapmaması için fişi çıkarması değilse aynı riskten dolayı cihazla pilin birbirinden ayırması ardından da SIM kartı çıkartması gerekiyor. Bir çok durumda cihaz ıslansa bile SIM kartlar çalışmaya devam ediyor.
Cihazın pili ve SIM kartı çıkarıldıktan sonra kuru bir bezle hızlı şekilde kurulanması gerekiyor. Cihaz içerisindeki nemin doğal bir şekilde buharlaşması durumunda telefonun “kurtulma” ihtimali daha fazla bulunuyor.
ELEKTRİK SÜPÜRGESİ ÇEKİN
Cep telefonunun içerisindeki nemi buharlaştırmanın en iyi yolu, bir elektrik süpürgesi ile içine, ortamdaki havanın üflenmesi ya da çekiş özelliği olan bir elektrik süpürgesi ile içerideki havanın dışarı çıkarılması. Ancak saç kurutma makinesinin kullanılmaması gerekiyor.
PİRİNÇ TANELERİ İLE KURUTUN
Çoğu saç kurutma makinesi, ’soğuk üfleme’ modunda dahi ortamdaki havadan daha sıcak bir havayı makinenin içerisine üflediği için entegre ve lehimlere zarar verebiliyor. Bunun sonucunda cihaza pil takıldığı an telefon kısa devre yapabiliyor. Kurulandığı halde içinde hala nem olan cep telefonlarını tamamen kurutmanın en iyi yolu ise pirinç taneleri ile dolu bir kavanozun ortasına koyup ağzını kapatmak ve en az bir gün bekletmek. Pirinç taneleri ortamdaki nemi hızla emebiliyor.
DANATURE ALKOL KULLANIN
Kullanıcıların, saç kurutma makineleri, mikrodalga fırınlar ve doğrudan güneş ışığından kaçınması gerekiyor. Öte yandan cihazların “tuvalete düşürülmediği sürece” de alkolle temizlenmemesi gerekiyor. Solvent içerikli olan alkol, cihaz içindeki plastik bağlantıları eritebiliyor. Bunun yerine hırdavatçılardan temin edebilen “Denature” alkol
kullanılabilir.
Telefonunu denize düşürenlerin, cihazı sudan çıkarıp bu sefer tatlı suya bırakmaları daha sonra oradan da çıkarıp kurulamaları gerekiyor. Çünkü tuzlu su barındırdığı kristallerden dolayı cihazın bazı parçalarına zarar verebiliyor.
GİZLİ İŞARETLER
Birçok kullanıcının, suya düşürdüğü için çalışmayan telefonlarını değiştirmek istemelerinin ardından üretici firmalar, uzun bir süredir cihazın hem dışına hem de içine garanti etiketleri yerleştirmeye başladı.
Su ile temas ettikleri zaman renk değiştiren bu etiketler sayesinde yetkili servis, telefonun içini açmadan dahi suya düşürüldüğünü anlayabiliyor. Birçok telefonun içinde de gizli işaretler bulunuyor. Bu işaretler, telefon ıslandıktan sonra dışındaki etiket değiştirilse bile cihazın ıslandığını tespit edebiliyor.

Evlilik Ömrü Uzatır mı?

Evlilik Ömrü Uzatır mı?


Huzurlu ve mutlu bir evliliğin ömür uzattığının bilimsel olarak kanıtlandığı bugünlerde, hayal kırıklığı yaratan, sıkıntılı ve mutsuz bir evliliğinde ömrünüzden ömür götüreceği bir gerçek..Boşanma kararları alınıyor.. çift terapisine koşuluyor..Sadece problemlere odaklanılıyor.. Peki ilişkisinde sıkıntı yaşamayan yok mu? Eğer varsa onlar ne yapıyorlar. Bir süre önce 21.501 evli çiftle bir araştırma yapıldı. Bu araştırmaya göre mutlu çiftlerde yüksek düzeyde bulunan bazı özellikler mutsuz çiftlerde oldukça az bulunuyor….
<>
Mutlu Çiftlerin Güçlü Yönleri
Mutlu Çiftler
%
Mutsuz Çiftler
%
Birbirimizle kurduğumuz iletişimden son derece memnunum
%90
% 15
Birbirimizin farklı yönleriyle başa çıkabilmede oldukça yaratıcıyız
%78
%15
Birbirimize oldukça yakın hissederiz
%98
%27
Eşim nadiren çok kontrolcüdür
%78
%20
Bir problemi tartışırken eşim fikirlerime anlayış gösterir
%87
%19
Boş zamanlarımızı değerlendirme konusunda birlikte ve yalnız planlarımızı dengeli olarak yaparız
%71
%17
Eşimin arkadaşları ya da ailesi çok nadiren ilişkimize karışırlar
%81
%41
Parayı nasıl harcayacağımız konusunda anlaşırız
%89
% 38
İlişkimizde inançlarımı ve değerlerimi ifade etmek konusunda rahatım
%89

Bu araştırmaya göre, çiftlerin en çok zorlandıkları alanlar ise problem çözme, esnek olabilme ve kişilik farkları alanları ile ilgili. Çiftler birbirlerinde bulunan farklılıklara çoğunlukla problem olarak yaklaşırken, birbirlerine saygı ve anlayış göstermekte zorlanıyorlar.
Evli Çiftleri Zorlayan 10 Bariyer…
Zorlanan Çiftler
%
İlişkide, eşit söz sahibi olma konusunda problemlerimiz var
%93
Eşim bazen çok inatçı oluyor
% 87
Çocuk sahibi olmamız ilişki tatmini azalttı
% 84
Eşim çok negatif ve eleştirel
% 83
Eşim benimle daha fazla zaman geçirmesini ve bana vakit ayırmasını isterim
%82
Eşimin hislerini benimle daha fazla paylaşmasını isterim
%82
Problemlerimizle ilgili daima kendimi sorumlu hissederim
%81
Eşimle olan çatışmaları çözmek için çıkış yolları ararım
%79
Bir planı ya da projeyi sonlandırmakta zorlanırız
%79
Sıkıntılarımız asla çözümlenecekmiş gibi görünmüyor
% 78
Kaynaklar
Dr. David Olson (2000). Empowering Couples: Building on Your Strengths.

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Kader miydi?..


Karanlıkların ayazındaki yıldızlara sığınmış soğuk bedeninden süzülen buz tutmuş karlar, yerini güneşin sıcaklığına bırakmıştı.
Baharın habercisi olan kuşlar da melodik sesleriyle çıplak dallarında uçuşmaya başladığında, birden mutluluk doluverdi yüreğine.
Minik serçelerin gelişi son kalan umutlarını bir anda canlandırıvermişti. Evet, artık yalnız değildi. Hırçın esen rüzgarlar, vücudunu saran soğuk karlar yok olmuştu. Gecenin karanlığında üzerinde parıldayan yıldızlara bakıp, yalvarışlarını hatırladı bir an.
Belki de onları izlerken tuttuğu dilekleri kabul olmuştu.
Artık yalnız değildi...

Bir an düşündü: 'Çabalamalıyım, bu baharın gelişiyle yeniden doğmalıyım, bol meyveler verip, gürbüz dallarımla etrafımdaki mutlu yüreklere kucak açmalıyım' Havaların iyice ısınmasıyla daha da güçlendi. Yemyeşil filizler verip çiçeklerle bezendi. Ardından dalları meyveleriyle doldu taştı. İnsanlar sarmaya başlamıştı etrafını, o artık çok mutlu bir yürekti.

İki çocuk, güle oynaya ona doğru yaklaşıyordu, ne güzel!.. Yerden ellerine aldıkları sopalarla meyve dolu dallarına vurmaya başladılar, birden canı yandı, dalları zedelenmiş, hatta birkaç tanesi de kopmuştu, ama olsun en azından etrafında onu seven birilerinin oluşu bu acıyı ona hissettirmiyordu. O mutluydu, yanında sıcaklığını duyduğu iki yürek vardı nasılsa, acılar geçer uzun süremez ki...

Ardından gelen iki sevgili gölgesinde birbirlerine aşkını fısıldarken o da şahitlik ediyordu bu sevdaya, bu ne gurur verici bir olaydı, anlatmaya tarifi bile yok!.. Cebinden çıkardığı çakıyla genç delikanlı, o güzel gövdesine bir kalp çizip isimlerini kazımıştı. Dili olsa haykırırdı, acısını yine içine gömdü, hem bir aşka şahitlik etmek öyle kolay olmamalıydı. Bu temiz aşk gövdesinde sonsuza kadar kalacak ve onların sevdasını ölümsüzleştirmiş olacaktı. Aşk bu, taşıması güçtür, acısı diner nasılsa, onu da unutur... Dostları gitgide çoğalıyor, acıları kim görür...

Yaz gelmişti, kuşlar yuva bile yapmıştı dallarına, ama afacan çocuklar sapanla taşlar atıp yuvayı bozdular, içindeki yumurtalardan çıkacak olan yavruları görememenin hüznü içini sarsa da, olmuştu bir kere. Olsun, 'onlar çocuk, olur o kadar.'

Ya pikniğe gelenlere ne demeli? Bir anda ortalığı kocaman bir kalabalık sarmıştı, 'insanlar ne güzel yaratıklar, keşke hep böyle yanımda olsalar' diye içinden geçirirken, baba olan kişi kalın ipi bir anda en kuvvetli dalına dolayıvermişti. Çocuklarının eğlenmesi için kurduğu salıncağa; bir oğlu, bir kızı biniyordu. Onlar sallandıkça, ipten zedelenen dalı yine canını acıtıyordu. Ama çocukları çığlıkçığlığa eğlenirken görmek kadar güzel bir mutluluk olabilir miydi ki?..

İşte istediği insanlar etrafındaydı, her yanını sarmışlardı...
'Dostlarım, can dostlarım, sizlerin sıcaklığını yakınımda hissetmek ne güzel !' diyordu...

Yazın sıcaklığı yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutarken, yerini sonbaharın yağmurlarına bırakmıştı. Ne kadar çok meyveler vermiş olsa da, hepsi bitmişti işte. İnsanlar artık gelmez olmuş, güzün soğuklarından yaprakları da sararmaya başlamıştı. Rüzgarın sertliğiyle dallarından kopup etrafa savruluyorlardı. Onlar tek tek çamurun içine bulanırken, gözyaşları yağmurun damlarına karışıyordu. Her şey bir anda eski haline dönmüştü. Yine çıplak bedeninle ormanın derinliklerinde yalnızlığa gömülürken, gökyüzündeki yıldızların farkına vardı. Onlar eskisi gibi üzerinde yanıp sönüyorlardı.
Her gelen bir şeylerini alıp gitmişti, ama yıldızlar hala eskisi gibiydi, elinde kalan tek umuttu belki de. Gecenin soğuk karanlığında yine onlara bakıp dilekte bulunması gerekir miydi?
Acaba bu sefer daha farklı olur muydu?..

Sibel Uygun

12 Ağustos 2011 Cuma

250 bin çoçuk..elini uzat...








Merhaba,
sevgili arkadaşlarım
Afrika"da yaşanan kuraklık sebebiyle insanlar ölümle burun buruna yaşarken bu durumdan en çok çocuklar etkileniyor.Afrika" da yaşanan dram içinde bulunduğumuz mübarek günlerde herkesin yüreğini dağlarken yardım kampanyaları da hızla artıyor ..
Bu seneki fitreler somaliye gitsin. Hepimiz asgari fitre tutarına bakmadan mümkün olan en yüksek yardım tutarını göndermeliyiz. Çevremizdeki eşimizi dostumuzu ve tanıdıklarımızı da yönlendirebiliriz. Boşuna dememişler Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin diyee.. Hangi kuruluşla yardım etmek isterseniz isteyin ama lütfen mutlaka sizde el uzatın....................

11 Ağustos 2011 Perşembe

şansızım bahtım kara.

A şık olun, yeniden doğarsınız. B ağımsız olun, güçlenirsiniz. C evapsız sorularınız olsun, aramayı denersiniz. ... Ç ay demleyin, tatmayı öğrenirsiniz. D eneyin, şansınızı açarsınız. E liniz açık olsun, paylaşmayı bilirsiniz. F ark edin, farklı olursunuz. G ülümseyin, gülümsetirsiniz. H asta ziyaret edin,iyileştirirsiniz. I şıkları yakın, aydınlatırsınız. İ ncitmeyin, incinmezsiniz. K eyif alın, keyif verirsiniz. L okum yiyin, dişleriniz bayram eder. M asum kalın, kaygılanmassınız. N ane koklayın, ferahlarsınız. O kuyun, öğrenirsiniz. Ö zleyin, kavuşursunuz. P aylaşın, çoğalırsınız. R ahat olun, rahatlatırsınız. S evin, sevilirsiniz. Ş arkı söyleyin, sesinizle barışırsınız. T alihinize güvenin, denemekten korkmassınız. U ykunuzu azaltın, daha uzun yaşarsınız. Ü zmeyin, üzülmezsiniz. V azgeçmeyin, zafere ulaşırsınız. Y ıldızları sayın, onlardan biri olursunuz. Z amanı iyi kullanın, kazanırsınız...

5 Ağustos 2011 Cuma

pandora....

Pandoranin yaratilisi









Pandora Yunan Mitolojisinde yaratılan ilk kadın. Pandora "tanrılar armağanı" anlamına gelir. Yunan mitolojisinde ilk kadın, Zeus tarafından insanlığı cezalandırmak için hazırlandığına inanılırdı.

Efsaneye göre, Zeus kendinden ateşi çalıp insanlara veren Prometheus"un kardeşi Epimetheus"a balçıktan yapılmış tanrısal güzellik ve zekaya sahip Pandora"yı eş olarak




gönderir. Epimetheus kardeşinin tüm uyarılarına karşı Pandora ile evlenir. Zeus, Pandora"ya evlilik hediyesi olarak topraktan yapılmış, çömlek benzeri bir kavanoz (yanlış yapılmış bir çeviri sonucu kutu olarak anılmaktadır) hediye eder ama bu kavanoz asla açılmamalıdır. Bir süre sonra merakına yenilen Pandora, kavanozu açar ve içinden tüm kötülüklerin dünyaya yayılmasına neden olur. Son anda kapattığı sandığın içinde ise geriye sadece umut kalır.