Sus dilim yaralanma.
Kayıplar töreninden geçiyoruz sevilen kırgın ve sessiz.
Bitirdim diyor bizde nelerin başladığını bilmeden.
Sus dilim herkes susarken konuşmak acıtıyor değerleri.
İşte bir şarkı daha yanaştı gözyaşına. Bir gece daha yalnız ve uykusuz. Bir
ayrılık daha kapıda duygusuz. Bir tek vedalar
seviyor bizi terk etmiyor. Onlarla yaşamaya alıştığımız
için belki de. Bak işte anason
kokulu ve zil zurna umutsuz.
ah dilim! Ben sana seviyorum deme demiştim.
Gidelim ne olur kalmayı beceremiyoruz işte. Nedendir bu ısrar ve inat. Kalk
gidelim en güzel biliyoruz. Yürü
gidelim üstümüze yapışıyor bize ait olmayan
suskunluklar. Duyuyor musun dilim tek
taraflı istekler doyurmuyor yüreği. Hadi diyorum sana gidelim. Topla ucunda
biriken sevgileri herkes kal
diyemeyecek kadar meşgul
demek ki sevilmemişiz. Yürüsene dilim...
of dilim! Nereye gideceğiz?
Elde avuçta kalan sevgiyi şiirlere ayırdım. Hüznüm uyandırdı bu sabah alnımdan
öptü. Demli bir yalnızlıkla karşıladım günü. Telefonuma baktım ne mesaj ne de
cevapsız arama süs eşyası olarak büfeye kaldırdım. Geceyi
benimle geçiren bir şarkının dudaklarına asıldım kanattım. İçimde incinmiş bir
çocuk boş gözlerle bakıyor etrafına. Hatasını kabullenen bir yürek daha kaç
zaman yaşayabilir sessizlik içinde? ..Ve hatalar insanlara mahsusken çocuklar
neden cezalandırılır sadece sevgi bekleyen yüreklerin gözünde? ...
aman dilim! Bir daha hiç konuşmasan diyorum.
Şehir suskun ve mavi. Sokakların telaşı insanların yüzüne vurmuş. Ne çok insan
var ne çok acı...Hiçbir şeye
inanmıyoruz artık. İnançları zedelenen ne çok insan var. En ufak bir hatada
silip atıyoruz değer verdiklerimizi. Paylaşılan onca zaman ve sevgi bile
görünmez oluyor. Sevgi artık tek başına birleştiremiyor ayrılan elleri.
Şehir...suskun ve mavi. Her şeye rağmen sevgiden korkma diyor. Şehirler acımızı
hisseder gibi kollamaya çalışıyor.
ay dilim! Acıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder